/ nFİT Öneriler / Adolesan Çağında Kalsiyumun Obeziteye Etkisi
nFİT ÖNERİLER
Adolesan Çağında Kalsiyumun Obeziteye Etkisi

Adolesan Çağında Kalsiyumun Obeziteye Etkisi


Kalsiyum Tüketimi Obeziteyi Etkliker Mi?

Obezite; beraberinde sekonder olarak hipertansiyon, hiperlipidemi ve tip II diyabet gibi kronik hastalıklara neden olabildiği için tüm dünyayı etkileyen kronik bir sorun olmaya devam etmektedir. Obezite tedavisinde adipozitlerin azaltılması ile sekonder kronik hastalıkların da dolaylı olarak tedavi edilebileceği bilindiği için bu konu çok önemsenmektedir .Obezite tedavisinin hedefi adipoz dokuyu azaltmak olduğu için, süt ve ürünlerinin tüketimi ile alınan kalsiyum, yağ ve protein spesifik olarak önem kazanmaktadır. Kalsiyum desteği verilerek yapılan çalışmalarda kilo kaybının etkin olduğu gösterilmiştir. Fizyolojik mekanizma ise iki şekilde açıklanmıştır; diyet kalsiyumu yağ asitleri ile sabun oluşturarak lipit sindirimi sırasında oluşan yağ asitlerinin emilimini etkilemekte ve/veya diyet kalsiyumu safra asitlerini bağlayarak sindirilen yağ miktarını azaltarak enerji alımını dolaylı olarak azaltmaktadır. Kalsiyum desteği ve obezite ile ilgili yapılan bu çalışmalarda dışkıda yağ artışı kaydedilmiştir .
Diyet kalsiyumu ve obezite etkileşiminde düşünülen mekanizma  kalsiyum suplemantasyonu ile kilo kaybının araştırıldığı bir çalışmada Carlson ve ark., 2 g/gün kalsiyum verilen bireylerde 0.55 kg/gün ağırlık kaybı saptamışlardır. Kranja ve diğ., 12 haftalık izlem sonucunda 1 g/gün kalsiyum desteği ile az miktarda kilo kaybı olduğunu bildirmişlerdir. Aynı çalışmada süt ve ürünlerinden alınan diyet kalsiyumu 1.5 g/gün’e çıkarıldığında, enerji alımı da arttığı için kilo kaybında 

bir değişiklik gözlenmemiştir. Afrika kökenli Amerikalılarda kalsiyum alımı 400 mg’ dan 1000 mg’ a çıkarıldığında bir yılda 5 kg ağırlık kaybı gözlemlenmiştir. Ancak, 5 yıllık uzunlamasına yapılan bir araştırmada kalsiyum ve adipoz doku arasında bir etkileşim saptanamamıştır .Epidemiyolojik çalışmalarda ise sonuçlar çok net değildir. Örneğin NEHANES I ve II’ de diyet kalsiyumu ile vücut ağırlığı arasında ters ilişki olduğu bildirilmiştir. İranlı bireyler üzerinde yapılan bir araştırmada 18-74 yaş arası 827 kişi (357 erkek ve 470 kadın) izlenmiştir. Metabolik sendromlu bu bireylerde obezite ile süt ve ürünleri tüketimi ile alınan kalsiyum  arasında pozitif ilişki olduğu saptanmıştır. Ancak yakın zamanda tamamlanan ve Adolesan öncesi çocuklar üzerinde yapılan bir araştırmada kalsiyum alımı ile vücut yağ dokusu arasında negatif korelasyon olduğu bildirilmiştir. Dolayısıyla iyi tasarlanmış ve uzunlamasına yapılmış yeni klinik çalış¬malara ihtiyaç vardır.
Kalsiyum ve obezite arasındaki ilişki biyokimyasal olarak yakın zamanlarda oluşturulan yeni bir teori ile açıklanmaktadır. Hücre içi kalsiyum konsantrasyonu artışı yağ asit sentaz aktivitesini uyarır ve kalsiyum bağımlı mekanizma ile adipozitlerde lipolizi baskılar. Ayrıca, D vitamini ve PTH adipozitlerde kalsiyum artışı ve lipoliz inhibisyonunu desteklemektedir. Kalsiyum alımını artırmak, bu kalsitrofik hormonları baskılayarak intrasellüler kalsiyum konsantrasyonu ile adipozit deposunu azaltmaktadır. Böylece ağırlık kaybı görüldüğü düşünülmektedir. Diyet kalsiyumu enerji  metabolizmasının düzenlenmesinde  esas rol oynar. Yüksek kalsiyumlu diyetler  , yoğun enerjili diyetlerin fazla tüketimi, lipolizisin artışı ve kalorisi kısıtlanmış diyetler sürecindeki termogenezisin korunması periyodu süresince adipozit lipid  artışını ve ağırlık kazanımını azaltır. Böylece  kilo kaybı belirgin şekilde artar. Intraselular Ca2+  ,lipid depoları ve adipozitenin artışıyla, lipolizisin suppresyonuyla, lipogenezis ve lipojenik gen ekspresyonunun düzenlenmesi sonucunda intraselular Ca2+’nın artışıyla  adipozit lipid metabolizmasının  ve trigliserid depolarının düzenlenmesinde anahtar rol oynar. Dahası son zamanlarda yapılan çalışmalarda  düşük kalsiyumlu diyetlere karşı, artmış kalsitrol (kalsitrol, vücudumuz tarafından salgılanan ve yağların depolanmasını önleyen bir hormondur.)
Salınımının  insan adipozitesine akan Ca2+’yi stimüle  ettiğini böylece adipoziteyi desteklediği gösterilmiştir. Buna göre diyet kalsiyumunun artmasıyla ,azalması önlenen  kalsitrol düzeyleri, obezitenin önlenmesi ve denetimi için cazip bir hedeftir.  (1987–88)’de Nationwide Food Consumption Survey’den alınan bilgiler düşük kalsiyum alımının yüksek vücut ağırlığıyla ilişkili olduğunu göstermektedir. Dahası düşük kalsiyum alan AfroAmerikalılarda obezite prevalansının artmış olduğu gösterilmektedir. Ek olarak, serum iyonize kalsiyumu ve BKI arasında ters korelasyon  rapor edilmiştir. Bu verilerin nedeninin açıklanamamasına rağmen son zamanlarda  yapılan çalışmalar intraseluler kalsiyumun adipozit lipid metabolizması ve lipojenik gen ekspresyonunda rolü olduğunu göstermektedir.Afro Amerikalılar arasında yapılan başka bir çalışma kalsiyumdan zengin diyet ürünlerinin obezite ve obeziteye bağlı birçok hastalık riskinin azaltılmasında belirgin bir metabolik etkisi olduğunu söyleyen öneriler altında tanımlanmıştır. Çalışmaya  katılan gruplardan birine 12 ay boyunca yoğurt eklenmiş diyet verilmiş diğer grup kontrol grubu olarak alınmıştır.


Kalsiyumun  Adolesan Çağı Obezitesi Üzerindeki Rolü ve Etkileri
Son yıllarda  çocukluk ve adolesan dönemde obezite prevalansı yaygınlaşarak artmaktadır bu artışın sağlıkla  ve sosyal hayatla ilişkilidir. Fiziksel aktivite adolesanlar arasında  tv izleme, bilgisayar oyunları vb sedanter aktivitelerin artmasıyla azamaktadır. Çalışmalar adolesan çağında süt ürünleri ve diyet kalsiyumunun kilo kazanımını önleyebileceğini veya kaybedilen kilonun korunmasını sağlamaya yardımcı olabileceğini göstermektedir fakat yetişkinlerde yapılan 
randomize çalışmalarda süt ürünleri ve kalsiyum suplementasyonu yararlı bulunmamıştır. Dahası yapılan  2 çalışmada  daha yaşlı grupta süt tüketimiyle kilo artışı gözlenmiş ve  yapılan 17 deneyden sadece birinde  kalsiyum suplemanı alan grupta almayan gruba göre daha fazla kilo kaybı gözlenmiştir .Besinlerle ve içeceklerle alınan kalsiyum ile günlük yağ ve vücut ağırlığınaki değişiklikleri incelemek amaçlı bir çalışma yapılmıştır 8-12 yaşları arasında 178 normal kilolu kız birey üzerinde son yıllarda yapılan çalışmada  vücut yağı ve süt ürünleri veya kalsiyum suplementasyonu arasında bir ilişki bulunmamıştır. Ayrıca süt ürünlerinde bulunan estrone hormonunun vücut ağırlığındaki artışını ilerletebileceği sonucuna varılmıştır. Dahası yağı azaltılmış süt ürünleri geliştirilirken  whey proteini sıklıkla eklenmekte, wheyde estron hormonu bulunmakta ve whey proteini kendiliğinden kilo kazanımını artırabilmektedir görüşü bildirilmiştir.

1996 yılında 9-14 yaşları arasında 12. 829 Amerikalı çocuk üzerinde  çalışma takip edilmiştir. Çocukların yıllık besin sıklıkları, boy ve kiloları raporlanmıştır. Çalışmada VKI, adolesanların büyüme ve gelişme  durumları, ırkları,fiziksel aktivite ve toplam enerji alımları da göz önünde bulundurulmuştur.Çalışmanın sonucunda günlük 3 porsiyondan fazla süt tüketen çocukların VKI’leri, günlük 1-2 porsiyon  süt tüketen çocuklardan ve günlük ½-1 porsiyon süt tüketen çocuklardan  daha fazla artmıştır (erkekler: _±SE, 0.076±0.038 [P=.04, kızlar: _±SE, 0.093±0.034 [P=.007]Erkekler için süt tüketimi, yıl boyunca VKI’deki az artışlarla ilişkili bulunurken ((_±SE, 0.019±0.009 per serving a day; P=.03), kızlarda da benzer sonuçlar bulunmuştur. (_±SE, 0.015±0.007 per serving a day; P=.04). Erkekler için %1 yağlı, kızlar için yağsız süt miktarıyla alınan total diyet kalsiyumu VKI artışı arasında belirgin  bir ilişki bulunmuştur. Süt,diyet yağı ve toplam enerji alımı ile yapılan çeşitli analizler ile alınan enerji, ağırlık artışı için en önemli tahmincidir. Sütdeki değişiklikler için her yıl yapılan analizlerde kalsiyum, diyet yağı ve toplam enerji alımı genellikle aynı sonuçları sağlamaktadır;Önceki yılda artan enerji alımı erkeklerde (P=.003) ve kızlarda (P=.03).VKI artşının tahmincisidir. Süt tüketimin artışının, kilo kazanımı kontrol yolu  gibi yaygın şekilde ilerlemekte ama çocuklarda bununla ilgili uzun süreli çok az çalışma bulunmaktadır.
1996-1999 yılları süresince 50 bölgeden alınmış çocuklar üzerinde yapılan büyük kohort çalışmada, yağsız ve %1 yağlı süt tüketiminin yüksek alımının bazı çocuklarda aşırı enerji alımıyla vücut ağırlığınınn artışını sağlayabildiğini göstermektedir. Süt ürünleri yağı değil ama toplam diyetle alınan kalsiyum ağırlık artışıyla ilişkili bulunmuştur. Çalışmanın sonucundaki bulgular fazla süt tüketiminin fazla kilonun kontrolünü sağladığı teorisini desteklememektedir.Çalışmalar diyetle kalsiyum alımı ve vücut ağırlığı arasında ters ilşkiler bulmuştur. Düşük kalsiyum alımının lipoliz ve termogenezisi azaltan yüksek intraseluler kalsiyum konsantrasyonu doğurduğu gösterilmiştir. Yetişkinler üzerinde birçok  çalışma yapılmışsada son zamanlarda  kalsiyum alımı çocukların vücut yağ düzeyleri ile arasında negatif ilişki olduğu gösterilmiştir. Konuyla ilgili yapılan bir çalışma 7-10 yaşları arasındaki çocukların vücut ağırlıkları ve daimi kalsiyum alımı arasındaki ilişkiyi araştırmıştır. Çalışma  Londradaki 12 ilkAdolesandan alınan 21 erkek ve 64 kız (ortalama yaş 9.2±0.9) olmak üzere toplam 85 çocuk üzerinde yapılmıştır. Diyetle alım 7 günlük tartım döküm metodu kullanılarak ölçülmüştür. Vücut ağırlığı ve boy ölçümleri ayrıca kaydedilmiştir. Çalışmaya katılan  kızların  erkeklere göre belirgin şekilde daha az kalsiyum aldığı, erkeklerin %48’nin, kızların %38’nin kilolu ( 91 persentilin üzerinde) olduğu belirtilmiştir.
Bu yaş grubunda diyetle kalsiyum alımları, VKI ve vücut ağırlıklarıyla arasında belirgin bir korelasyon bulunmamış olsa da  bunun aksine yetişkinlerde , yapılan benzer çalışmaların sonuçları vardır.  Kalsiyumun adipozite ve vücut ağırlığı üzerinde etkileri yetişkinlerde çocuklardan  daha çok vurgulanmıştır. Çocukların vücut yağ düzeyleri vücut ağırlıkları ve kalsiyum alımlarıyla ilişkilerini açıklayan gelecekte yapılacak çalışmaların sonuçları önemlidir sonucuna varılmıştır. 

Copyright:2016
Web Tasarım