PKOS (Polikistik Over Sendromu)
PKOS (Polikistik Over Sendromu) da kadının ultrasonografik olarak yumurtalıklarda inci kolyesi gibi dizili 2-8 mm çapında 10-15 in üzerinde küçük yumurta keselerinin olmasıyla birlikte adet düzensizliği, şişmanlık, tüylenme ve kısırlık gibi belirtileri de kapsayan hormonal bir bozukluktur.
PKOS’u olan kadınlarda testesteron (erkeklik hormonun) yüksekliği, insülin yüksekliği, prolaktin (süt hormonu) yüksekliği ve LH (luteinizan hormon) yüksekliği gibi hormonal bozukluklar görülmektedir. Bu hormon bozuklukları uzun dönemde kadınların sağlığında olumsuz etkileri olmaktadır.
PKOS u olan kadının ailesinde de aynı risklere sahip olduğu ve bazı genlerin sorumlu olduğu sanılmaktadır. Polikistik over sendromunun kadının hayatının hangi döneminde başladığı bilinmemektedir. Bazı araştırmalar anne karnında bazı araştırmalarda ergenlik döneminde başladığı yolundadır.
Polikistik Over Sendromu (PKOS) Belirtileri Nelerdir?
Polikistik over sendromu kadınlarda belirtiler çok farklılık göstermektedir. Belirtiler nadiren çok şiddetli olarak ortaya çıkmakla birlikte nadiren çok hafif olarak ortaya çıkmaktadır.
En sık görülen belirtileri adet düzensizliği ve tüylenmede artıştır. Yumurtlama bozukluğunun sebep olduğu yılda 6 kez veya daha az adet olması ve kandaki erkeklik hormonu (androjenler ) seviyesinin yükselmesi sonucu erkek tipi tüylenme görülmektedir.
Androjen hormonun yüksekliğine bağlı olarak görülen diğer belirtiler sivilce ve erkek tipi saç dökülmesidir.
PKOS in görülen diğer belirtileri:
-
İnsülin direncinden dolayı ortaya çıkan Obezite (şişmanlık)
-
Yağlı cilt
-
Kepekli saç derisi
Polikistik Over Sendromu’nda Diyet Tedavisi
-
PKOS (Polikistik over sendromu)lu kadınların dengeli beslenmek yaşam tarzları olmalıdır. Kilo alımı PCOS belirtilerinin şiddetini ve ileriye dönük sağlık sorunlarının da ortaya çıkma riskini arttırmaktadır. Günlük besin alınımı kontrolü ve besin gruplarının belirlenmesi ve bunun yaşam tarzı haline gelmesi gerekmektedir.
-
Beslenmenizde toplam yağ tüketimi, enerjinin %30’unu geçmemelidir. Yağ içeren besinler aynı zamanda vücudun ihtiyacı olan diğer besin öğelerini de içerdiği için yağa ihtiyacımız vardır. Ancak sağlık açısından bakıldığında koruyucu olması açısından diyette yağ miktarını (enerjinin %25-35) azaltmak yararlıdır.
-
Çoklu doymamış yağlar günlük toplam enerjinin % 10’unu, tekli doymamışlar toplam enerjinin %15’ini oluşturmalıdır. Bu hayvansal kaynaklı yağların ve katı margarinlerin yerine bitkisel sıvı yağların (zeytinyağı, soya, ayçiçekyağı vb.) kullanılması ile sağlanabilir.
-
Doymuş yağlar kan kolesterol düzeyini yükselten en önemli beslenme faktörüdür. Diyette doymuş yağ asitlerini günlük toplam enerjinin %7’sinden az tüketin. Bu günlük toplam yağ tüketiminin yaklaşık üçte biridir. Diyette toplam yağ miktarının azaltılması, aynı zamanda doymuş yağ tüketimini de azaltacaktır.
-
Günlük kolesterol alımınızı 300 mg’ın altına indirmeniz (eğer kalp damar hastalığı risk faktörleri varsa <200 mg/gün) kalp sağlığınız açısından önemlidir. Doymuş yağ alımının kısıtlanması, diyetle kolesterolün azaltılması kan kolesterol düzeyinin düşürülmesine yardımcıdır. Kolesterol içeren besinlerin diyetten çıkarılması gerekmez, sınırlamak yeterlidir.
-
Beta karoten, vitamin A ve vitamin C gibi antioksidan vitaminleri yüksek oranda içeren sebze ve meyvelerin tüketimini arttırın.
-
Daha çok düşük Glisemik İndeks (GI) içeren besinlerden oluşturulmalıdır.
-
Düşük doymuş yağlı besinler tüketilmeli.
-
Yüksek lifli besin alımına dikkat edilmeli.
-
Bu tipteki beslenme alışkanlıklarına ek olarak 2- 3 saat ara ile besin tüketimi gerçekleştirilmelidir. Bu şekilde kan şekeri seviyesi dengede tutulmalı ve ani yemek yeme atakları önlenmelidir.
-
İnsülin seviyesini düzenlemeye yardımcı olduğu ve kilo kontrolünü desteklediği için fiziksel aktivite yapılmaya çalışılmalıdır.